Medipol Sağlık Grubu radyoloji uzmanı Prof. Dr. Cengiz Erol, 8 Kasım Dünya Radyoloji Günü’nde radyolojinin yalnızca tanı değil, aynı zamanda tedavi fonksiyonu taşıdığını belirtti. Konuşmasında, modern tıbbın görüntüleme teknikleriyle hastalıkların erken aşamada saptanabildiğini ve minimal invaziv yöntemlerle iyileştirilebildiğini vurguladı.
Radyolojinin Tanı ve Tedavideki Rolü
Prof. Dr. Erol, X‑ışını keşfi sayesinde tıbbın “gözlerinin” açıldığını hatırlattı. Günümüzde röntgen dışındaki manyetik rezonans, bilgisayarlı tomografi ve ultrason gibi yöntemlerle tümörler, damar tıkanıklıkları ve fetal kalp atışları net bir biçimde izlenebiliyor.
Bu teknolojiler, hastalığın erken evrede tanımlanmasını ve cerrahi müdahale gerektirmeyen tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesini mümkün kılıyor.
Girişimsel Radyolojiyle Ameliyatsız Tedavi
Uzman, girişimsel radyolojinin bir iğne ucu üzerinden hastalığı hedef alarak kan kaybı ve iz bırakmadan tedavi sunduğunu belirtti. Ancak her görüntülemenin klinik bir gerekçeye dayanması ve gereksiz radyasyonun önlenmesi gerektiğini vurguladı.
Bu yaklaşım, kanser hastalarında tümör embolizasyonu ve damar hastalıklarında balon angioplasti gibi prosedürlerin güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlıyor.
Radyologlar: Görünmeyen Kahramanlar
Prof. Dr. Erol, radyologların sağlık sisteminin kritik ancak gözden kaçan zincir halkaları olduğunu söyledi. “Görevimiz sadece iç organları görmek değil, hastayı korumaktır,” diyerek mesleklerinin sorumluluk boyutunu ortaya koydu.
Yapay Zekâ ve Geleceğin Radyolojisi
Konuşmasında, yapay zekânın görüntü analizinde veri toplama ve işleme süreçlerini hızlandırdığını belirtti. Bu teknoloji, tanı doğruluğunu artırırken tedavi planlamasını da daha etkin kılıyor.
Gelecek yıllarda yapay zekâ destekli sistemlerin, klinik kararları destekleyen ana araç haline gelmesi bekleniyor.










